Yeni bir dönem ve yeni bir yıl.
Artık iş aramıyorum. Sonunda hayal ettiğim yerdeyim.
Mülakata giden değilim, mülakatı yapan kişiyim. Artık İnsan Kaynakları
Departmanında Uzman olarak çalışıyorum. Binlerce özgeçmiş tarıyor, adaylar
buluyor ve onlarla görüşüyorum. İstenen işe istenen özelliklerdeki adayı
arıyorum. Bazen buluyorum, bazen bulamıyorum. Bazen bulduğum kişi teklifi kabul
ediyor, bazen tekliflerim reddediliyor. Ara sıra geç kalanlar oluyor, ara sıra
kabul ettikten bir saat sonra arayıp vazgeçenler. Ancak pes etmemeyi tercih ediyorum.
Yapabilirim ve bunlar sıradan basit olaylar. Herkesin yaşadığı günlük vakalar.
Önemli olanın benim heyecanımı ve iyi düşünen yanımı yitirmemek olduğuna
inanıyorum.

İlk adayım maalesef verdiğimiz rakamı hoş bulmadı. İkinci
adayım Pazartesi sabahı ve Cuma öğleden sonra çalışmak istemediğini belirtti.
Üçüncü adayım maaşın yeterli olduğunu ancak Özel Sağlık Sigortası yapmayan bir
şirkette çalışamayacağını nazik bir dille belirtti.
Bölümdeki diğer arkadaşlar bazen beni çok iyimser buluyor
ama bunu üzücü bulmuyorum. Sonuç olarak pozitif bir insanım ve böyle olmayı
seviyorum.
…
Saat 15:30 mu oldu acaba? Trafikten olabilir, sonuçta
metropol olarak görülen bir şehirde yaşıyoruz.
Saat 16:00… Çok yağmur yağıyor, kilitlenmiştir yollar. Yine
de insan bir haber vermeli değil mi? Bugünlük iş planım aksayacak.
Saat 16:50 ve mesaimin bitmesine 1 saat 10 dakika var.
Harika! Gerildim, ok gibiyim, saygısızlık bu!
En azından bir telefon açıp haber
verebilirdi. Henüz yeni olabilirim, tecrübesiz de olabilirim ancak ben de
mülakatlara gittim. Bu hiç hoş bir hareket değil.
Pekala, yarın ki iş planımı yapsam iyi olacak sanıyorum.
Bugün yeterince vakit kaybettim. Sonraki mülakatlarda iyi bir aday bulabilirim.
Hem iyi bir aday hem de zamanında mülakata gelen bir aday. Gelemese de haber
verebilecek bir aday.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder