Şu iş arama meselesi heyecanlı olacağa
benziyor…
Her gün bir başvurumdan cevap
geliyor, sonunda hayal ettiğim işe girmeme az kaldı. Hissediyorum.
Bugün bir müşavirlik firmasına
gideceğim. Görüşmem saat 14:00’da ve kurumsal bir firma olması beni
umutlandırıyor.
…saat 13:45
Süper zamanından evvel geldim. Başka
kimsede yok. Kasmama gerek yok sanırım.
…saat 14:00
Sanırım bu şirkette de bekletme
politikası var. Sınanıyorum Allah’ım. Neyse rahat olmak da fayda var.
…saat 14:30
Bekleme politikası değil galiba, dur
güvenlik görevlisine sorayım.
-Pardon, X Bey ile görüşmem saat
14:00’da idi…?
-Henüz gelmedi, bir saniye arayayım
kendisini. Haftasonları çalışmıyoruz aslında, iş görüşmeleri nedeniyle
gelecekti. Sanırım gelmek üzeredir….Trafiğe takılmış hanımefendi, beklerken çay
alır mısınız?
…saat 15:00
Bu gelen dördüncü kişi, başka
görüşmeler de var demek. Görüşme yapacak olan insan daha erken gelmez mi? Bu nasıl
bir İNSAN KAYNAKLARI çalışanı. Böyle şirket mi temsil edilir. Kurumsalmış! ! !
…15:30
Çok şükür geldi sonunda. Neyse ilk
gelen bendim, bekletmez hemen alır da bende daha geç kalmadan giderim….
Yok artık, olamaz bu kadarı! İlk
gelen olarak son mülakatçı ben mi oldum? Bu ne saygısızlık ya! Allah’ım sabrım
deneniyor, yardım et bana. Berbat geçecek bu mülakat.
…16:45
Sonunda…
…Pessssss artık!!!!
Hem mülakatta belirttiğin zamana
uyma, geç kal. Hem ilk saati verdiğin adayı en son mülakata al hem de utanmadan
aba altından sopa gösterip eleştir! Bu kadar olur ya! Bir mülakat ancak bu
kadar berbat geçebilir.
Bir “MÜLAKATZEDE” hikayesi okudunuz.
Ben bir İnsan Kaynakları Profesyoneli adayıyım ve aldığım ilk eğitimden hatta
insan oluşumdan ötürü kimseyi bekletmeyi sevmem. Bir de düşünün ki siz bir
şirketi temsil ederken adaylara karşı böyle davranıyorsunuz. İşin ehli olmak
elbette ki çok önemlidir ancak İNSAN olmak ve İNSANA SAYGI DUYMAK her şeyde ilk
düşünülesi konu bana göre. Buna benzer bir hikayeniz varsa adayın ruh hali size
yabancı gelmiyordur sanırım…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder