Yazan'dan bir Dilek, Okuyan'a bir Hikaye



“Pempe Hayaller firması 2007 de kuruldu. Gerçekten de firmanın pembe hayalleri vardı. Kurumsallaşacak, büyüyecek ve global bir şirket olarak tüm dünyada adlarını duyuracaklardı. Nitekim kuruluşundan batışına kadar geçen sürede çok hızlı bir büyüme sergilediler.
Şirket eleman alımlarında genel müdür yer alıyordu. Alınacak departmanın da yöneticileri mutlaka bu görüşmede yer alırdı. Ancak hiçbir dönem eleman ihtiyaçları için evvelinden bir çalışma yapılmadı. Departmanlarda ihtiyaç olunan eleman sayısı belirlenip, nitelikleri
sıralanıp, alınacağı dönem şudur denmezdi. Bu böyle devam ede dursun, firma ortaklaşa çalıştığı kurumda bir kademe yükseldi. Bunlar olup biterken 3 sene geçmişti. Şirkette pek çok departman açılıyor, eleman alınıyor, aynı zamanda bir o kadar da eleman işten ayrılıyordu. Tüm bunlar için kurumsal firmalarda yer alan İnsan Kaynakları departmanı burada hiç olmadı. Eleman alımlarında öyle bir noktaya gelindi ki, çalışanlar şirket içi politikalardan sürekli şikayet eder hale geldi. Yetkinlikleri olmayan elemanlar şirkette çalışmaya devam ediyor ancak hiçbir projede değerlendirilemedikleri için zarar unsuru oluşturuyorlardı. Projelerde vasıfsız elemanların yer alması şirketin yaptığı işlerin kalitesini düşürmeye başlamıştı. Çalışılmakta olan firmalar, projeleri için başka firmalarla görüşmeye başlamış ve bazı firmalar projeleri sonlanmadan Pembe Hayaller firması ile olan anlaşmalarını sona erdiriyorlardı. Hızlı yükselişin ardından gelinen nokta içler acısıydı. Şirket maaş ödemelerini karşılayamaz hale geldiğinden işçi çıkarma ve maliyeti düşürme politikasına gidildi. Sonuçta ellerindeki kalifiye elemanlar da bu süreçte başka firmalara transfer oluyorlardı.
Pembe Hayaller, adına yakışır bir şekilde başlamıştı ancak 5.senelerini doldurmak üzereyken iflaslarını ilan edip, piyasadan çekildiler.”

Bu hikayeye konu olan firma tarafımdan üretilmiş olup, gerçeğine henüz rastlanmamıştır. Lakin yeryüzünde bir yerlerde benzerini yaşayan bir şirketin olduğuna iddiaya girebilirim. Ne de olsa hikayelerin çoğu gerçekten yola çıkarak yazılır.
İşe alım süreci şöyle işlemelidir ki daha doğru yol alınsın:
İhtiyaç Analizi yapılarak hangi departmana kaç elaman alınacağı belirlenmelidir. Daha sonra iş tanımına uygun adaylar belirlenir. Uygun adaylar için şirket dışından çeşitli platformlarda ilan yayınlanarak aday arayışına da girilebileceği gibi şirket içinde de duyuru yapılıp başvuru kabul edilebilir. Burada İş Tanımı’nın yapılmış olması önemli yer teşkil eder. Çünkü tanımlanmış bir iş, işe alınması istenen adayda bulunması gereken özellikleri belirler. Artı olarak sizin neler istediğiniz de işin gerekleri kısmında belirtilmiş olmalıdır. Yani siz bir sekreter alacaksanız, iş tanımının yanında işinin gereklerini de belirtmelisiniz. Ondan telefon bakması, kargoları takip etmesini istemenin yanı sıra MS Office programlarını da iyi derecede bilmesini istersiniz, çünkü siz işe alacağınız sekreterden çeşitli raporlamalar yapmasını beklersiniz. Bu  sürecin devamında da belirlenen adaylarla mülakat yapılarak en uygun olanı tercih edilir. Tabii ki bununla bitmiyor. Aday işe alındıktan sonra Oryantasyon eğitiminden geçiyor. İşe alıştırma süreci olarak da bilinen bu dönemde adayın işe ve iş yerine uyumuna bakılarak devam ya da tamam kararı alınabilir.
Baktığınız zaman bizim Pembe Hayaller’de hiçbir zaman İhtiyaç Analizi yapılmadı. İş tanımı olmadığından gerekli yetkinliklere sahip elemanlar da alınmadı. Hatta gereksiz alınan stajyer ve konumlandırılamayan çalışanlar ofiste oturdu.
        Sonuç olarak gelinen nokta doğru adayın doğru işe yerleştirilmesinin önemini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. İşe Alım, Seçme ve Yerleştirme bir şirketin kendisine yaptığı en önemli yatırımdır. Bu nedenle İnsan Kaynakları Departmanı olmayan şirketlerin kör topal devam etmekte oldukları gerçeği kendilerine hatırlatılmalıdır. 


5 yorum:

  1. insan kaynakları bölümü büyük şirketler için çok gerekli ama bu küçük ve orta büyüklükteki işletmeler için hiç gerekli değildir. sonuçta bu firmalar ne kadar kurumsal olmaya çalışsada son söz patrondan çıkar. bunun önemini öğrenmeleri lazımdır.

    YanıtlaSil
  2. Bakış açınıza katılmak elbetteki mümkün, lakin bu bir kurgu hikayesidir. Elbette gerçeğine rastlamak mümkün olduğundan yola çıkıldı. Bana göre küçük bir firma için çok önemli olmamakla beraber büyümekte olduğu düşünüldüğünde orta ölçekli firmalar için bile gereklidir.

    YanıtlaSil
  3. sonunda zarar etmeyen ancak sürekli olarak eleman değiştiren ve zamanla elindeki kalifiye elemanı kaybeden şirketlere şahidim.nerden biliyorsunuz diye sorarsanız kendimden biliyorum canım :):):):):)

    YanıtlaSil
  4. Kendimden kısmından yola çıkarak, hikayenizi merak ettik. İsminizi belirtmediğiniz için hitap yarım oldu. Kusura bakmayınız. Emek, vakit olarak bakıldığında mutlaka zarar vardır.

    YanıtlaSil
  5. ben maddi anlamda zarardan bahsettim,şirket zararını bir şekilde finanse eder kar marjını artırır faturasız mal satar alttan girer üstten çıkar zam yapmaz yemeklerden kısar ama sürekliliğini devam ettrir.Emekten söz edersek asıl özveriyi emeği yine orada çalışan diğer elemanlar üstlenmektedir.gelen her eleman acemi olduğu için tecrübeyi orada kazandığı için oranın yükünü diğer elemanlar çeker,tecrübesi artan elemanda daha iyi şartlarda başka bir işe gider bu süreç maalesef böyle devam eder gider,şirket sahipleri için değişen birşey olmaz altında mercedes arabası olmazsa olmazı olur.sonrada oturup kara kara düşünürler bizim şirket torunlara kalırmı....yemek şirketinden personele getirtiği yemeği begenmeyip yemeyen ve yemek şirketiyle 10 krş pazarlığını yapan asgari ücretin altında ücretle eleman çalıştırıp eşinin kuaför parasını görmezden gelen zihniyetleri tanıdım gördüm ben.piayasa bakalım en basit örnek grafiker arayan ilanlara bakalım grafikerden bilmesini istediği programları sıralıyalımki zaten okadar programı bilen adam boşta kalmaz :) karşılığında ödeyeceği ücrete bakalım sadece komik sözcüğü buna uyar.siz burda okada kibar yazmışsınızki çok iyimser gördüm sizi :) bugun kurumsal olmak isteyen birçok şirkete bunun ilk şartı çalışan personilinize hak ettiği ücreti ödeyeceksiniz devamında aldığı ücretten sgk primlerini yatıracaksınız vergilerinizi düzenli ödeyeceksiniz derseniz ilk fırsatta odadan kaçacaklardır...

    YanıtlaSil